Kitaplar
Tarihsel geçmişimize baktığımızda çeşitli toplulukların, benliğimizin en güçlü yanı olan duyguları ifade etmek için bir sanat formu olarak müziğe başvurduğunu görmekteyiz. Müziğin dinî duyguların bir ifade biçimi olarak tercih edilmesi de karşımıza çıkan bir diğer durumdur. Yahudilik, Hristiyanlık dinlerinde ve çeşitli grupların (Süryani, Rum, Ermeni, Presbiteryen) dinî geleneklerinde müzikal uygulamalar göze çarparken İslam dini ve Türkiye özelinde beş vakit okunan ezan, hac ve umre ibadeti esnasında melodik ton ile söylenen tesbihat, Mevlevi tarikatının sema ayinleri, müziğin ve dinin günlük yaşamda iç içe geçmiş formlarına birer örnektir. Tolstoy’a göre ”Sanat, ne keyiftir ne avuntu ne de eğlence; sanat, yüce bir iştir. Sanat insan yaşamında bilinçli bilgiyi duygulara aktaran organdır”. Gerek kolektif dinî değerlerin taşıyıcısı olarak gerekse dinî tecrübe imkânı sunması bakımından psikoloji ile iç içe geçmiş dinî müziğin insan psikolojisi üzerinde meydana getirdiği etkiler, merak uyandırıcı niteliktedir. Bu yüzden iç içe geçmiş olan din ve psikoloji ilişkisinden hareketle dinî içerikli müziğin uzun süreli bir müzik terapi çalışmasına konu edinilmesi, bu çalışmayı özgün kılan niteliklerden birisidir. Bu çalışmada; müzik terapinin hem Avrupa’da hem de Türkiye’de gelişim tarihçesi, müzik terapide kullanılan yaklaşım ve modeller, müzik terapi yöntemleri ve uygulama prensipleri detaylı bir biçimde işlenmektedir. Literatürdeki güncel araştırma bulguları ışığında müzik terapinin etkileri ve kullanım alanları incelenmektedir. Ayrıca müzik terapi konusuna ilişkin geniş bilgiler sunmasının yanı sıra müzik terapi ve din ilişkisi ile dinî içerikli müzik terapi konusunda dünyada ve Türkiye’de yapılmış güncel araştırmalara yer verilmesi, bu çalışmayı özgün kılan niteliklerinden bir diğeridir.
Aşırı strese maruz kalmaktan kaynaklanan 'tükenmişlik sendromu' modern insanı kırıp geçiriyor şimdilerde... Sahip olmanın ve tüketmenin yüksek statüyle eş değer görüldüğü bu zamanda modern insanı, farkında olmadan satın aldığı ve başa çıkmak zorunda olduğu yeni bir sorun bekliyor: Tükenmişlik Sendromu
"Sanki dünya üzerime üzerime geliyor", "Hiçbir şeyden keyif alamıyorum", "Parmağımı kıpırdatacak enerjim yok", "İşe gitmek istemiyorum", "Geceleri uyuyamıyor, sabahları uyanamıyorum", "Her şeyin sonuna gelmişim gibi hissediyorum" ve "Sürekli ağlamak istiyorum" gibi çevremizdeki kişilerden her gün duyduğumuz bu tanıdık cümleler belki de bir hastalığa; Tükenmişlik Sendromu'na işaret ediyor.
Vücutta aşırı yorgunluk hissi, mutsuzluk ve bıkkınlık gibi belirtilerle kendini gösteren bu sağlık sorunu, kişinin iş hayatından aile hayatına, eşiyle ilişkisinden arkadaşlık ilişkilerine varana dek hayatının hemen hemen her alanında çeşitli sıkıntılar yaşamasına neden oluyor.
Elinizdeki bu kitap, çağın hastalığı olan Tükenmişlik Sendromu'nun ne olduğunu ele alırken iş, aile ve kişilerarası ilişkilerdeki yerini de geniş bir yelpazede inceliyor. Ayrıca tükenmişlikle başa çıkma konusunda pratik öneriler sunarak Tükenmişlik Sendromu hakkında bir farkındalık kazandırıyor. Dikkat: Eşinizi, işinizi, arkadaşınızı tüketirken tükenmeyin...
ÇOCUK EVİ, ÇOCUK EVLERİ SİTESİ VE ÇOCUK DESTEK MERKEZLERİNDE MANEVİ DANIŞMANLIK VE REHBERLİK HİZMETLERİ
Ülkemizde çeşitli sebeplerle aile bütünlüğü içerisinde yaşama imkânı bulamamış çocuklarımızın hayatlarını sevgi, şefkat ve merhamet gibi değerlerden yoksun kalmadan inşa etmelerini hedefleyerek profesyonel hizmet sunulan, gerekli donanıma sahip çocuk evi, çocuk evleri sitesi ve çocuk destek merkezleri olarak adlandırılan sosyal hizmet kurumları bulunmaktadır. Eser, ilgili kurumlarda hizmet yürüten personelimizin etkinlik ve verimliliğine katkı sunmak, alana özel manevi danışmanlık ve rehberliğin standardını oluşturmak amacıyla pratik bilgiler sunan bir el kitabı olarak hazırlanmıştır.
SANAT TERAPİ
Sanat terapi, bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmış, tedavi edici özelliği bulunan bir yöntemdir. Bu terapide kişinin farkındalık ve içgörü kazanması esastır. Buna ek olarak sanat terapi, kişilere duygusal yüklerinden arınmak için bir fırsat sunar. Kişiler, sanat terapi seansında deneyimledikleri tecrübeler yoluyla sosyal ilişkilerinde olumlu yönde dönüşüm yaşarlar. Tedavinin bir diğer güzel yanı ise, kişinin, büyüme sürecinde baskılanan sanatsal yeteneklerini ortaya çıkarabilir ve kişiler terapiden sonra bir sanat dalında uzmanlaşabilirler. Uzmanlığı seçmeseler bile sanatı bir dışa vurum aracı olarak hayatlarında kullanmayı öğrenirler.
Kitap Bölümleri
-
Kaya-Göktepe, A. (2019). Çocuklarla manevi danışmanlık ve çocukların manevi ihtiyaçlarına yönelik bir araştırma: Türkiye örneği. A. Ayten (Ed.), Manevi danışmanlık ve rehberlik: Farklı alanlardan araştırma bulguları ve değerlendirme içinde. İstanbul: DEM. ss. 145-187.
-
Kaya-Göktepe, A. (2017). Yaşlılara yönelik manevî danışmanlık ve rehberlikte yeni bir model önerisi: “Hayat Ağacı Modeli”. manevî danışmanlık ve rehberlik teori ve uygulama alanları, A. Ayten (Ed.), Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Teori ve Uygulama Alanları içinde. İstanbul: DEM. ss. 233-273.
Çeviriler
-
Bedri, M. (2022). Ebû Zeyd El-Belhî'nin Ruh Sağlığının Korunması Risalesi: 9. yüzyılda Bilim adamının Kognitif Davranışçı Terapi Manueli. İstanbul: Mahya (Baskıda)